ÖİDB

Doktora tez konusu yazıldıktan sonra öğretim üyesi ilanına neden çıkılıyor?



Üniversiteler öğretim üyesi alımlarında kişiye özel doktora tez konuları ve çalışma alanları yazarak ilana çıkmaya devam ediyor.

Bu yazımızda, herkesin bildiği fakat kimsenin çok dile getirmediği, dile getirenlerin de çok sahiplenmediği bir konuyu sizlerle paylaşacağız.

18 Ağustos 2008 tarihli ve 5772 sayılı Kanunla, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 23., 25. ve 26 ncı maddelerine eklenen fıkralarda; "Profesörlük, Doçentlik, ve Yardımcı Doçentlik kadrosuna atama için söz konusu maddelerde belirtilen asgari koşulların yanında, Yükseköğretim Kurulunun onayını almak suretiyle, münhasıran bilimsel kaliteyi artırmak amacına yönelik olarak, bilim disiplinleri arasındaki farklılıkları da göz önünde bulundurarak, objektif ve denetlenebilir ek koşullar belirleyebilirler." hükümleri yer almaktadır.

Üniversitelerin kadro ihtiyaçları çerçevesinde öğretim üyesi ilanları, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ile bu kanunun 65 nci maddesine dayanılarak hazırlanan "Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliği"nin ilgili maddeleri uyarınca rektörlüklerce, Resmi Gazete'de ve tirajlı ulusal gazetelerde eş zamanlı olarak yayımlanmaktadır.

YÖK ÜNİVERSİTELERİ İKİ SEFER UYARDI, FAKAT SONUÇ DEĞİŞMİYOR !

Yükseköğretim Kurulu üniversitelerin öğretim üyesi kadro ilanlarında; bilimsel, objektif ve denetlenebilir nitelikte olmayan, kişiye özgü ilanlara çıktığına yönelik şikayetlerin artması sebebiyle birincisi 2013 yılında, ikincisi de 2016 yılında olmak üzere iki defa üniversitelere yazı göndermiştir.
Ancak, bu iki resmi yazıya rağmen çoğu üniversite öğretim üyesi ilanlarında bildiğini okumaya devam ediyor. İlanda aranan şartlara doğrudan başvuracak adayların "Doktora Tez Konuları" veya "Spesifik Çalışma Alanları" yazılıyor.

Son zamanlarda gördüğümüz kişiye özgü ilanlardan bazı örnekleri üniversite adı vermeden sizlerle paylaşalım :



Burada örnek vermemizin amacı bu konulara uzak olanların görmesi açısındandır. Yoksa, bu konularla ilgili olanların iyi bildiği gibi, çoğu devlet üniversitesinin ilanlarında bilimsel ve denetlenebilir hiçbir niteliği olmayan "adayı tanımlayan" ilanlar yayımlanmaya maalesef devam ediyor.

YÖK ÖĞRETİM ÜYESİ HARİCİ KADROLARDA İLANLARI DENETLİYOR !

"Öğretim Üyesi Dışındaki Öğretim Elemanı Kadrolarına Yapılacak Atamalarda Uygulanacak Merkezi Sınav İle Giriş Sınavlarına İlişkin Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmelik" in 8 inci maddesinde, "Yükseköğretim kurumlarında ihtiyaç duyulan öğretim üyesi dışındaki öğretim elemanı kadroları, varsa ilgili birimin bölüm başkanınca, bölüm kurulunun görüşü alınarak fakültelerde dekanlığa, konservatuar ve yüksekokullarda müdürlüklere, rektörlüğe bağlı bölümlerde rektörlüğe, enstitülerde ise enstitü yönetim kurulunun görüşü alınarak, müdür tarafından, ilan edilmek üzere rektörlüğe iletilir. Rektörlükler kendilerine ulaşan kadro taleplerini en geç bir ay içinde Yükseköğretim Kurulu Başkanlığına bildirirler. 78 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesine göre kullanma izni verilen kadrolar Yükseköğretim Kurulunun internet adresinde yayınlanmak üzere rektörlükçe Yükseköğretim Kurulu Başkanlığına gönderilir." ifadesi yer almıştır.

Diğer taraftan, ilgili yönetmeliğin 6 ncı maddesinin 5 nci fıkrasında, "Yükseköğretim kurumları, bu Yönetmeliğe tabi öğretim elemanı kadro ilanlarında lisans veya lisansüstü mezuniyet alanları ile ilan edilen alana ait bilimsel, nesnel ve denetlenebilir koşullar dışında adayı tanımlayan özel şartlar koyamazlar." hükmü yer almaktadır.

Mezkur mevzuat hükümleri değerlendirildiğinde, YÖK'ün öğretim üyesi harici öğretim elemanı kadroları için verilen ilanlarda kontrol ve denetim yetkisinin olduğunu, ancak Profesör, Doçent ve Yardımcı Doçent kadroları için üniversitelerin ilanları doğrudan ilgili mercilerde (Resmi Gazete ve Ulusal Gazeteler) duyurabildiğini görüyoruz.

Hal böyle olunca da, üniversiteler "Postmodern Vampir Edebiyatı" üzerine çalışan öğretim üyesi bulmakta zorlanmıyor !

KİŞİYE ÖZEL İLANLAR ENGELLENEBİLİR Mİ ?

Yukarıda detaylı olarak açıkladığımız gibi, kişiye özel ilanların YÖK tarafından üniversitelere yazı göndermekle çözülecek bir mesele olmadığını görüyoruz.

Bu konunun öncelikle mevzuat hükümlerine göre YÖK tarafından yeniden ele alınması gerekmektedir. Örneğin, bir üniversitede yardımcı doçent kadrosunda olan öğretim üyesi doçentlik unvanını aldığı takdirde görev yaptığı üniversite o kişinin özlük haklarından faydalanması için doçent kadrosu ilan etmektedir. Bu ilana da başka bir aday başvurmasın diye üniversiteler tarafından ilanlara kişiye özel çalışma konuları veya doktora tez konuları yazılmaktadır. Bu durumda ilana çıkmak sadece yasal zorunluluk olmaktan başka bir anlam ifade etmemektedir.

Bu kapsamda, konunun bütün yönleriyle değerlendirilerek yapılacak mevzuat değişiklikleri ile birlikte tüm ilanların YÖK kontrolünden geçmesi kişiye özel ilanları engelleyebilir. Ama bu önerimize ne Yükseköğretim Kurulunun ne de bazı üniversitelerin sıcak bakacağını hiç tahmin etmiyorum...

Konular