ÖİDB

Türk dili ve edebiyatı bölümü dersleri nasıl işlenmeli?



Yükseköğretim Kurulu tarafından, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümleri'nin mevcut durumlarının görüşülmesi amacıyla Türkiye'deki ilgili bölümlerin yöneticilerinin katılımıyla "Türk Dili ve Edebiyatı Çalıştayı" düzenlendi.

Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç'ın başkanlığında YÖK'te ilk kez düzenlenen toplantıya YÖK Üyeleri Prof. Dr. Mehmet Şişman ile Prof. Dr. Hayati Develi ve YÖK yetkililerinin yanı sıra, Edebiyat Fakültesi Dekanları, Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanları katıldı.

Türk Dili ve Edebiyatı bölümlerinin bugünkü durumu ve bu bölümlerden beklenenlerin, ulusal ve uluslararası değişen şartlara göre neler olduğu konularının ele alındığı toplantıda YÖK Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç bir selamlama konuşması gerçekleştirdi.

Konuşmasına, bir Türk Dili ve Edebiyatı hocası olarak meslektaşlarını selamlayarak başlayan YÖK Başkanı Saraç, görevde bulundukları süre içerisinde Türk Yükseköğretiminde gerçekleştirdikleri yenilikler ve projelerden kısaca bahsetti.

Türkiye genelindeki Türk Dili ve Edebiyatı Bölümlerinde yürütülen lisans ve lisansüstü programlardaki derslerin büyük ölçüde birbirinin benzeri hatta aynısı olduğunu belirten Başkan Saraç, bu vesile ile katılımcılara toplantının konusuna yönelik bazı düşüncelerini aktardı.

Edebiyat derslerinde genellikle "edebiyat tarihi" okutularak öğretim dönemlerinin tamamlandığını dile getiren YÖK Başkanı, "Elbette Eski Türk Edebiyatı için de Yeni Türk Edebiyatı için de Türk Halk Edebiyatı için de tarih bilgisi, yazar yahut şairlerin hayatları, sanatları, eserleri belirli bir kronolojide öğrenciye verilmelidir. Ancak hazır ‘Edebiyat Tarihi' kitaplarıyla derste öğrenciye yalnızca malumat aktarmak, kolaycılık, hazırcılık olmasının yanı sıra öğrencinin kendi başına da yapabileceği bir faaliyettir." diye konuştu.

Edebiyatın ruhunu, zenginliklerini ve renklerini daha fazla aktarma fırsatı ve zamanı kazandıracak görsel malzeme ile derslerin geliştirilmesinin yerinde olacağını vurgulayan Başkan Saraç, şiir geceleri ve öğrenci sempozyumları düzenlemenin, Yeni Türk Edebiyatı dersinde çağdaş şairleri konuk etmek gibi daha hareketli, sosyal, eğlenceli dersler yapmanın; eğlence dünyası ve sosyal medya içinde kaybolan gençlerin dikkatini çekmek için artık bir zaruret olduğunu sözlerine ekledi.

"Şiir kültürü", "metin yazarlığı", "yazarlık seminerleri" gibi seçmeli ders ve seminerlerin; Türk Dili ve Edebiyatı bölümlerine "lisede birkaç şiir, deneme yazdığı için yeteneklerini geliştirmek üzere gelen ve yazar/şair/düşünür" olmak isteyen öğrencileri teşvik edeceğini ifade eden YÖK Başkanı Saraç, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

"Derslerin işlenişinde bilgisayar desteği olmazsa olmaz derecesinde bir gerekliliktir. Çünkü öğrencinin en büyük arkadaşının cep telefonu olduğu bir çağda, kürsüde yalnız öğretim üyesinin konuşarak öğrenciyi etkilemesi mümkün değildir. Görseller, konuyla ilgili belgeseller, kısa videolar dersi zenginleştirecek ve dersin etkinliğini artıracaktır. İlgili alan hangisi ise ders, Batı'ya veya Doğu'ya entegre/paralel olarak işlenmelidir. Yani ‘XVI. yüzyılda bizde Fuzulî varken onlarda da Shakespeare vardı. Bizimkiler "acı"dan bahsederken onlar ‘mutlu hayatlardan' bahsederlerdi.', ‘Bizde divan tertibi etmek varken onlar tiyatroya önem verirdi." gibi… Bunlar, küreselleşen dünyada akademisyenin de öğrencinin de bilmesi gereken şeyler olduğundan, öğretim üyesine yük gibi gelmemeli, ilim adamı her zaman ufkunu geniş tutmalı, misyonunun farkında olmalıdır. Zira öğrencinin bildiği, hocasının bildiği kadardır. Ayrıca dil ve edebiyat alanlarındaki lisans eğitimlerinde gün geçtikçe ‘karşılaştırmalı edebiyat' yöntem ve teknikleri daha çok kullanılmaktadır. Bu konuda akademisyenlerimiz de okumalar yapmalı, dörtnala koşan bir dünyada yürüyerek yolun aşılamayacağını unutmamalıyız."

Pek çok bölümümüzde mevcut olan mezuniyet veya bitirme tezi dersi için bilimsel, somut bir sonuç ortaya koyacak, proje niteliği taşıyan büyük ve değerli fikirleri öğrenciyle birlikte yürüterek tamamlamanın gerektiğini belirten Başkan Saraç, "Hatta bu tezler, mezuniyet projeleri, BAB projeleri, TÜBİTAK projeleri hâline dönüştürülebilir. Zira bu kurumların 4. sınıf öğrencilerine proje desteği bulunmaktadır. TEİS, TEBDİZ gibi projelerden ilham alınarak bilgisayar destekli projeler hazırlanabilir, son sınıfta tez danışmanlığını yaptığımız öğrenciler buralarda değerlendirilebilir. Eski yazı, yeni yazı pek çok eser, sayısal ortama aktarılabilir." ifadelerinde bulundu.

Bir diğer sorunlardan birinin yüksek lisans ve doktora eğitimi olduğunu dile getiren YÖK Başkanı, Türk Edebiyatı alanında yüksek lisans ve doktora eğitimi için en önemli girişimlerden birinin "alanın en önemli çalışmalarını, öğrenciye sene başında okuma listeleri hâlinde vermek ve ayda bir bu listeleri kontrol etmek" olması gerektiğinin altını çizdi.

Ortalama 100 kişilik bir sınıftan mezun olan öğrencilerin yaklaşık %10'unun KPSS ile MEB'e atandığını, %4'ünün ise okutman veya akademisyen olduğunu söyleyen YÖK Başkanı Saraç, yaklaşık %85 öğrenci için başka çözüm önerileri bulunmasının ve bunun kendileriyle paylaşılmasının, bu toplantıdan beklentileri olduğunu belirtti.

Türk Dili ve Edebiyatı bölümlerinin ülke ve bölge ihtiyaçları doğrultusunda ihtisaslaşmasına yönelik yapılacak olan çalışmalar ile ilgili sürecin YÖK tarafından koordine edileceğini sözlerine ekleyen YÖK Başkanı Saraç, teşekkürlerini ileterek konuşmasını tamamladı.

YÖK Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç'ın toplantıda yaptığı konuşmanın metni için tıklayınız.

YÖK Başkanı Saraç'ın konuşmasının ardından "Genel Görünüm: Türk Dili Ve Edebiyatı Bölümlerinin Bugünkü Durumu" ve "Ulusal Ve Uluslararası Değişen Şartlara Göre Türk Dili Edebiyatından Beklenenler" başlıklı iki ayrı çalıştay oturumu düzenlendi.

Çalıştayın birinci oturumunda Türk Dili ve Edebiyatı Bölümlerinin bugünkü durumu, genel görünümü değerlendirilirken, ikinci oturumda ise ulusal ve uluslararası değişen şartlara göre Türk Dili ve Edebiyatı Bölümlerinden beklenenler etraflıca ele alındı.

YÖK Başkanı Saraç, gerçekleştirilen oturumların ardından çalıştayın kapanış kısmına katılarak toplantıda elde edilen sonuçlar ile mutabık kalınan hususlar hakkında katılımcılardan gelen önerileri dinleyerek bölüm temsilcileri ile karşılıklı görüş alışverişinde bulundu.

Konular