ÖİDB

Profesörün açtığı davada bilirkişi, juri raporunu da değerlendirebilir mi?



Profesörlük kadrosu için yapılan atamanın iptali için açılan davada Mahkemece görevlendirilen bilirkişi jürinin raporlarını değerlendirebilir mi?

Danıştay, profesörlük kadrosu için yapılan atamanın iptali istemiyle açılan davada, kadroya başvuran adayların akademik yeterliklerinin teknik tespitinin yapılacağı bilirkişi raporunda; adayların bilimsel çalışmaları ve akademik geçmişlerinin bilimsel değerlendirmesinin yapılması gerektiğine, buna karşın adaylara ilişkin jüri raporlarındaki değerlendirmelere yer verilerek jüri raporlarının teknik değerlendirmesinin yapılamayacağına karar verdi.

(X) Üniversitesi Rektörlüğü tarafından Resmi Gazetede ilan edilen Tıp Fakültesi ........ Anabilim Dalı profesörlük kadrosuna O. G. Y.'nın atanması işleminin iptali istemiyle dava açılmıştır. Açılan davada Mahkeme, davacının atamasının yapılmayarak O. G. Y.'nın atanmasında başvuran adaylar hakkındaki jüri raporlarında akademik adayların yeterlikleri açısından doğru bir değerlendirme yapılıp yapılmadığının tespiti için bilirkişi görevlendirilmiştir. Bilirkişi raporunda, jüri raporlarında değerlendirme kriteri olarak özellikle uluslararası atıfların ön plana çıkarıldığı, ancak yeterlilik değerlendirmesi yaparken bu kriter yanında kişilerin akademik çalışmaları ile beraber tez danışmanlıkları, asistan öğrenci eğitimleri, branşı ile ilgili toplantılara katılım ve bu toplantılarda alınan görevler gibi hususların da değerlendirilmesi gerektiği, bu kapsamda adayların dosyalarının yeniden incelenmesinin uygun olacağı sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir. Mahkeme de bilirkişi raporu doğrultusunda eksik inceleme yapıldığı gerekçesiyle O.G.Y'nın atama işlemini iptal etmiştir.

Danıştay, çözümü hukuk dışında özel ya da teknik bilgiyi gerektirecek hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınacağının tartışmasız olduğunu; bu kapsamda bilirkişilerce yapılacak olan değerlendirmenin, ancak uyuşmazlık konusu üzerine teknik tespitler yapılarak hazırlanan bilimsel, objektif ve tarafsız raporun mahkemeye sunulmasından ibaret olduğu, bilirkişilerce yapılan teknik değerlendirmelerin ışığında hukuka uygunluk tespitinin ancak Mahkemece yapılması gerektiği belirtilmiştir. Danıştay bu değerlendirmeyi yaptıktan sonra, bilirkişi raporunda, adayların bilimsel çalışmaları ve akademik geçmişlerinin bilimsel değerlendirmesinin yapılması gerekirken; jüri raporlarındaki değerlendirmelere yer verilerek jüri raporlarının teknik değerlendirmesinin yapıldığı ve jüri raporlarında eksik değerlendirmeler olduğu ve adayların dosyalarının yeniden değerlendirilmesinin uygun olacağı tespiti yapıldığı; bu haliyle bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağına karar vermiştir.

T.C.

D A N I Ş T A Y

SEKİZİNCİ DAİRE

Esas No : 2014/3331

Karar No : 2017/9567

Karar tarihi: 20.12.2017

İstemin Özeti : İdare Mahkemesinin 16/12/2013 gün ve E:2011/2343, K:2013/2065 sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.

Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi :Kamer SARIYILDIZ

Düşüncesi : İstemin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

Dava, (X) Üniversitesi Rektörlüğü tarafından ...... tarihli Resmi Gazetede ilan edilen Tıp Fakültesi .............. Anabilim Dalı profesörlük kadrosuna davacının atanmasının yapılmayarak bu kadroya O. G. Y.'nın atanmasına işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

İdare Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu tanzim edilen rapor doğrultusunda başvuran adaylar hakkındaki jüri raporlarında adayların bilimsel veya sanatsal nitelikleri ve çalışmalarının değerlendirilerek yöneticilik, yapıcılık ve geliştiricilik özellikleri ile bilim ve sanat adamı yetiştirme konusundaki çabalarının ayrıntılı olarak belirtilerek adayların durumlarının karşılaştırılması gerekirken, uyuşmazlık konusu olayda jüri raporlarında bu yönde yapılmış değerlendirmelere yer verilmediği gerekçesiyle dava konusu atama işlemin iptaline karar verilmiştir.

2577 sayılı İdari Yargılamla Usulü Kanunu'nun "Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile Vergi Usul Kanununun Uygulanacağı Haller" başlığını taşıyan 31. maddesinde, bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda; ... bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, ... işlemlerinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı, ancak, davanın ihbarı ve bilirkişi seçiminin Danıştay, mahkeme veya hakim tarafından re'sen yapılacağı kurala bağlanmış olup,anılan hükümle atıfta bulunulan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Bilirkişiye Başvurulmasını Gerektiren Haller" başlığını taşıyan 266. maddesinde, Mahkemenin, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vereceği, hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamayacağı, 282. maddesinde ise hakimin, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendireceği hükmüne ye verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, (X) Üniversitesi Rektörlüğü tarafından ........ tarihli Resmi Gazetede ilan edilen Tıp Fakültesi ............... Anabilim Dalı Profesörlük Kadrosuna atanmak amacı ile davacı ile birlikte toplam altı adayın başvuruda bulunduğu, davalı üniversite tarafından başvuruda bulunan adayların durumlarını ve bilimsel niteliklerini tespit etmek için adaylarının dosyalarının belirlenen beş jüri üyesine gönderildiği, jüri üyeleri tarafından gelen rapor ve teklifler doğrultusunda davaya konu olan profesörlük kadrosuna adaylardan O. G. Y.'nın atanması üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Olayda, uyuşmazlığın çözümü için Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup; bilirkişilerden davacının ve anılan kadroya atanan O. G. Y.'ın ilan edilen kadroya atama başvurusu için ön kriterleri taşıyıp taşımadıklarının, davalı idare tarafından görevlendirilen jürinin akademik anlamda tespitinde hataya düşülüp düşülmediğinin, davacının ve O. G. Y.'ın başvuru dosyalarının incelenmesi sürecinde her iki adayın da aynı içerikte nesnel bir değerlendirmeye tabi tutulup tutulmadığının, jürinin iki adayı değerlendirmede kendilerine mevzuatla verilen görevi yerine getirirken objektiflikten uzaklaşıp uzaklaşmadığının (bilirkişi heyetince jürinin yerine geçerek hangi adayın bu kadroya atanmasının yerinde olacağı yönünde bir tespit yapılmaksızın) ve akademik yeterliliği tespitte bir hata olup olmadığının tespitinin istendiği görülmektedir.

Mahkemeye sunulan 22/04/2013 tarihli bilirkişi raporunda özetle; her iki adayın anılan kadro için gerekli olan ön kriterleri sağladığı, adayların akademik çalışmalarının değerlendirilmesine yönelik hazırlanan jüri raporlarında değerlendirme kriteri olarak özellikle uluslararası atıfların ön plana çıkarıldığı, ancak yeterlilik değerlendirmesi yaparken bu kriter yanında kişilerin akademik çalışmaları ile beraber tez danışmanlıkları, asistan öğrenci eğitimleri, branşı ile ilgili toplantılara katılım ve bu toplantılarda alınan görevler gibi hususların da değerlendirilmesi gerektiği, bu kapsamda adayların dosyalarının yeniden incelenmesinin uygun olacağı sonuç ve kanaatine varıldığı değerlendirmesi yapılmıştır.

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, çözümü hukuk dışında özel ya da teknik bilgiyi gerektirecek hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınacağı tartışmasız olup; bu kapsamda bilirkişilerce yapılacak olan değerlendirme, ancak uyuşmazlık konusu dava konusu üzerine teknik tespitler yapılarak hazırlanan bilimsel, objektif ve tarafsız raporun mahkemeye sunulmasından ibarettir. Bilirkişilerce yapılan teknik değerlendirmelerin ışığında hukuka uygunluk tespitinin Mahkemece yapılacağı tabiidir.

Bu bağlamda, Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonrası sunulan raporda; açılan kadroya başvuran adayların kadroya uygun olup olmadıkları bu açıdan adayların bilimsel çalışmaları ve akademik geçmişlerinin bilimsel değerlendirmesinin yapılması gerekirken; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, jüri raporlarındaki değerlendirmelere yer verilerek jüri raporlarının teknik değerlendirmesinin yapıldığı ve jüri raporlarında eksik değerlendirmeler olduğu ve adayların dosyalarının yeniden değerlendirilmesinin uygun olacağı tespiti yapılmış olup; bilirkişi raporunun bu hali ile kabulü ve hükme esas alınması mümkün değildir.

Bu durumda, hükme esas niteliği haiz olmayan bilirkişi raporu çerçevesinde verilen Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle; İdare Mahkemesinin temyize konu kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 20.12.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Konular