Meclis'te görüşülen 13 devlet üniversitesini bölecek tasarıda vakıf üniversitelerinin yöneticileri başta olmak üzere tüm mütevelli heyet üyeleri ve eşlerine 'sülale boyu' mal ve para hareketliliği incelemesi geliyor. Yöneticiler, "Hepimiz töhmet altında kaldık. Kim artık mütevelli heyetine girmek ister?" diyor.
Aralarında İstanbul, Gazi ve Anadolu üniversitelerinin de yer aldığı 13 devlet üniversitesini bölecek Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve KHK'lerde Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı sadece üniversiteleri bölmeyecek. Aynı zamanda vakıf üniversitelerinin tüm yöneticilerine de "sülale boyu' mal ve para hareketliliği incelemesi getirecek. Bu tasarının yasalaşmasıyla vakıf üniversitelerinin başta en az 7 kişiden oluşan mütevelli heyetleri başkanı dahil tüm üyelerinin, yöneticilerinin sadece kendilerinin değil, eşleri ve üçüncü dereceye kadar tüm yakınları "inceleme" altına alınabilecek.
Bu durumda da mütevelli heyet üyeleri ve yöneticilerin eşlerinin üst soy ve alt soyu ile üçüncü derece dahil yansoy hısımları ve kayın hısımlarının yaptıkları mal alım ve satımlarının yanı sıra parasal hareketleri de incelenecek. Bu kişilerin yurtdışı mali ve finansal ilişkilerini YÖK, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından talep edebilecek.
TÜM YÖNETİCİLER VE AKRABALARIGenel Kurul'da kabul edilen maddeler arasında yer alan ve 2547 sayılı yasaya getirilen ekleme şu şekilde: "Yükseköğretim Kurulu gözetim ve denetim görevi kapsamında, vakıf yükseköğretim kurumlarının ilişkili kişiler ile yaptıkları mal veya hizmet alım ya da satımlarına veya parasal hareketlere ilişkin olarak bu kişilerden bilgi ve belge isteyebilir ya da bu kişiler nezdinde söz konusu işlemlere ilişkin olarak inceleme yapılmasını talep edebilir. Bu hükmün uygulanmasında ilişkili kişi, kurucu vakıf ve vakıf yükseköğretim kurumlarının mütevelli heyet üyeleri ve yöneticilerinin ilgili bulunduğu gerçek kişi veya kurum ile idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunduğu ya da nüfuzu altında bulundurduğu gerçek kişi veya kurumları ifade eder.
Mütevelli heyet üyeleri ve yöneticilerin eşleri, mütevelli heyet üyeleri ve yöneticilerin veya eşlerinin üst soy ve alt soyu ile üçüncü derece dahil yan soy hısımları ve kayın hısımları da ilişkili kişi sayılır. Yükseköğretim Kurulu tarafından vakıf yükseköğretim kurumlarının yurtdışı mali ve finansal ilişkilerinin denetimi ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından talep edilebilir."
İNCELEME KİMLERİ KAPSAYACAK?Peki bu düzenleme ne anlama geliyor ve kimleri kapsıyor? Maddede sözü edilen üst soy mütevelli heyet üyesi ve eşinin baba, anne, büyükanne, büyükbaba gibi tüm akrabalık ilişkilerini kapsıyor. Yaşayan tüm ailenin anne ve babaları bu kapsama giriyor. Alt soy ise mütevelli heyet üyesi ve eşinin çocukları, torunları, torunlarının torunları olmak üzere yaşayan tüm üyeleri içeriyor. Yan soy ise mütevelli heyet üyesi ve eşinin kardeşleri, kardeşlerinin çocukları şeklinde tüm bu soydan gelenleri kapsarken, kayın hısımlıkları da evlilik nedeniyle oluşan tüm hısımlıkları içeriyor. Yani YÖK istediği takdirde tüm bu kişilerin yurtdışı da dahil mallarındaki alım ve satım işlemlerini ve parasal hareketlerinin incelenmesini talep edebilecek. Gerekirse yurtdışı hareketleri için ilgili tüm bakanlıklardan da denetim yapılmasını isteyebilecek.
GELİRİ BAŞKA YERDE HARCAMA KAPATMA NEDENİ2547 sayılı Yükseköğretim Kurumları Yasası YÖK'e vakıf üniversitelerini de denetleme yetkisi veriyor. Üniversiteler her yıl faaliyet raporlarını, bütçelerini YÖK'e sunuyor. Yasaya göre vakıf yükseköğretim kurumunun her çeşit gelirleri yükseköğretim kurumu dışında harcanırsa kapatılma gerekçesi oluşturur.
ÖZEL HESAP OLUŞTURULACAKBU arada yine tasarıda vakıf üniversitesi çalışanlarından kesilecek gelir vergisinin Maliye Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK tarafından kullanım ve denetiminin belirleneceği "özel hesaba" aktarılmasıyla ilgili düzenleme de yer alıyor. Bu düzenleme de şöyle:
"Toplam öğrenci sayısının en az yüzde 50'si tam burslu olup ayrıca herhangi bir adla ücretlendirilmeyen ve toplam öğrenci sayısının en az yüzde 50'si tezli yüksek lisans ve doktora programlarındaki öğrencilerden oluşan vakıf yükseköğretim kurumlarının tüm personelinin ücretlerinden, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden aybaşından itibaren kesilecek gelir vergisi tutarı özel bir hesaba aktarılır ve bu kaynak ilgili vakıf yükseköğretim kurumlarının eğitim ve öğretim, araştırma ve geliştirme ile her türlü yatırım harcamalarının gerektirdiği giderlerin karşılanmasında kullanılır. Özel hesabın oluşturulması, kullanımı ve denetimine ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu tarafından müştereken belirlenir. "
"ÜNİVERSİTELER ZATEN DENETLENİYOR"Görüştüğümüz vakıf üniversitelerinin yönetici ve mütevelli heyet üyeleri böyle bir düzenleme yapılmasının "herkesi töhmet altında" bıraktığına dikkat çekerek, "Bu koşullarda kim mütevelli heyet üyesi olmak ister" diyor. İşte yöneticilerin aktardıkları:
YÖK ZATEN DENETLİYORYÖK, zaten üniversiteleri her yıl denetliyor. Mal alım satım, kiralama tüm belgeleri istiyor. Şimdi mütevelli heyetin tüm eşleri, akrabaları ve tüm soylarından bilgi, belge isteyebilir. Yani bu kapsamda bir mütevelli heyeti üyesi ve eşinin yüzlerce akrabası, çocukları, torunları, büyükanneleri, büyükbabaları, yeğenleri, kuzenleri yani yüzlerce akrabasının mal varlığı sorulabilecek. Hesabında para varsa 'Nereden buldun', ev aldıysa 'Göster kaynağını' denilecek.
HERKES TÖHMET ALTINDAAslında bu düzenlemeyle bize şu söyleniyor: "Sen üniversitenin gelirini akrabaların aracılığıyla kaçırıyorsun. Sülalene, yanında çalıştırdıklarına para aktarıyorsun diye bakacağım, kontrol edeceğim" diyor. Oysa zaten vakıf üniversiteleri kar amaçlı değildir ve geliri başka bir yere aktarılamaz. Bunu yaparsa yasaya göre kapatma gerekçesi. Zaten kontrol yetkin varken, böyle bir düzenlemeyi anlamak mümkün değil. Eğer bir suiistimal varsa görevinizi yapar, bunu bulursunuz. Tüm vakıf üniversiteleri kurucu, yönetici ve mütevelli heyet üyeleri ve tüm akrabalarını neden töhmet altında bırakıyorsunuz?