ÖİDB

Yükseköğretim'de en büyük öğrenci sayısı hangi ülkeye ait?



Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, "Bugün itibarıyla 111'i devlet, 65'i vakıf yükseköğretim kurumu ve 6'sı vakıf meslek yüksekokulu olmak üzere, toplam 182 yükseköğretim kurumumuz mevcut. Öğrenci sayımız da 7 milyon 313 bini geçti. Bu öğrenci sayımız ile Avrupa yükseköğretim alanında Rusya'dan sonra ikinci en büyük öğrenci sayısına sahip ülke konumundayız." dedi.

YÖK Başkanı Saraç, iletişim odaklı programlara yönelik durum değerlendirmesi yapmak, bu programdaki eğitimin niteliği ve fakültelerin sorunlarına yönelik yapılacak iyileştirmelere ilişkin yol haritası belirlemek, mezunların mesleki yeterliliği ve istihdam sorunları konusunda görüş alışverişinde bulunmak amacıyla, üniversitelerin iletişim fakültelerinin dekanlarıyla YÖK'te düzenlenen toplantıda bir araya geldi.

Toplantının açılışında konuşan Saraç, dünyada ve Türkiye'de özellikle yakın zamandaki tüm gelişmelerde iletişim biliminin, araçlarının ve iletişim ekosisteminin önemli olduğuna işaret ederek, bu kapsamda iletişim fakültelerinin mevcut durumunun değerlendirmesinin yapılması, geleceğe yönelik görüş ve önerilerin alınmasının önemine değindi.

"Yeni YÖK" olarak yükseköğretim sisteminin yakın zamandaki faaliyetlerine ilişkin bilgi paylaşan Saraç, yükseköğretime erişim ve yükseköğretim alanındaki okullaşma oranının artırılmasının 2000'li yıllar öncesinde çözümlenmesi gereken en önemli sorun olduğuna dikkati çekti.

Saraç, özellikle 2003-2014 yıllarında bu konuda sayısal açıdan çok önemli gelişmeler sağlandığını, bir sıçrama yaşandığını ve yatay büyüme gerçekleştiğini kaydetti.

YÖK Başkanı Saraç, "Bugün itibarıyla 111'i devlet, 65'i vakıf yükseköğretim kurumu ve 6'sı vakıf meslek yüksekokulu olmak üzere, toplam 182 yükseköğretim kurumumuz mevcut. Öğrenci sayımız da 7 milyon 313 bini geçti. Bu öğrenci sayımız ile Avrupa yükseköğretim alanında Rusya'dan sonra ikinci en büyük öğrenci sayısına sahip ülke konumundayız." dedi.

- "Bu yıl 50 üniversite değerlendirilecek"

Yükseköğretim sistemindeki son 10 yılda yaşanan bu büyüme sürecinin bundan sonraki aşamasının keyfiyet itibarıyla nitelik ve kalite bakımından da büyüme olarak gerçekleştiğini anlatan Saraç, bu kapsamda son 2 yıl içerisinde Yükseköğretim Kurulunun ilgili tüm paydaşları ile çalıştığı ve kamuoyuyla da paylaştığı girdi ve süreç odaklı iyileştirmelere yönelik yeni, yenilikçi pek çok girişim bulunduğunu belirtti.

Küresel rekabette yer alabilmek için girdi süreçlerinden çok daha fazla çıktı süreçleri odaklı bir yapılanmaya ihtiyaç duyulduğuna işaret eden Saraç, bu kapsamda "Kalite Kurulu'nun oluşturulması" ve "Misyon farklılaşması odaklı ihtisaslaşma"ya önem verdiklerini aktardı.

Kalite Kurulu ile ilgili Yükseköğretim Kalite Güvencesi Yönetmeliğinin Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdiğini hatırlatan Saraç, kurulun faaliyetlerine başladığını aktardı.

Saraç, "Türk yükseköğretim sisteminin bizden bütünüyle bağımsız, yani idari ve mali açıdan YÖK'ten müstakil bir yapıya kavuşmasını istiyoruz. Ancak bu şekilde bizim almış olduğumuz kararların sonuçlarının değerlendirilmesi mümkün olabilir diye düşünüyoruz. Ama diğer taraftan da yasamayı beklemeden de kendimiz ikincil bir mevzuatla bunu gerçekleştirdik." diye konuştu.

Saraç, 2016'da tüm üniversitelerin kurumsal iç değerlendirme raporlarını sunduğunu, 20 üniversitenin ise dış süreç kapsamında değerlendirildiğini anımsatarak, bu yıl da 50 üniversitenin dış değerlendirme süreci kapsamında ele alınacağını kaydetti.

- "Birbirinin kopyası olmasını istemiyoruz"

YÖK Başkanı Saraç, Yükseköğretim Kalite Kurulunun kanuni düzenleme ile çok yakında Yükseköğretim Kurulundan tamamen bağımsız bir yapıya kavuşacağını vurguladı.

Yeni YÖK'ün ihtisaslaşmaya, üniversitelerin misyon farklılaşmasına gitmesine önem verdiğini anlatan Saraç, "Üniversitelerimizin birbirinin kopyası olmasını istemiyoruz, tasvip etmiyoruz. Farklı değerler üretsin istiyoruz." ifadesini kullandı.

Saraç, bu amaca yönelik 2006 sonrasında kurulan üniversitelerin müracaat edeceği "Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşması" çalışması başlatıldığını bildirdi.

Saraç, 15 ay süren kapsamlı bir çalışma ve değerlendirme sonrasında 5 pilot üniversite belirlendiğini, sonuçlarının da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklandığını anımsattı.

Misyon farklılaşması çalışmasının bir sonraki aşamasının araştırma üniversitelerinin belirlenmesi olduğunu ifade eden Saraç, çalışmaların bir yıldır sürdürdüğünü kaydetti.

Araştırma üniversitelerinin belirlenmesinde de takvimin dışına çıkmadıklarını ifade eden Saraç, Misyon Farklılaşması ve Kalite Kurulu süreçleri birleştiğinde, yükseköğretimde yapısal değişim gerçekleşeceğine işaret etti.

Nitelikli insan kaynağının daha artırılması ve yükseltilmesi için bir çalışma başlatıldığını anımsatan Saraç, YÖK'ün ilk defa doktora öğrencilerine, asgari ücretin üzerinde doktora bursu verdiğini bildirdi.

Saraç, "100/2000 YÖK Doktora Programı" projesi kapsamında tespit edilen 100 önemli ve disiplinler arası alanda, ilk etapta 2 bin kişiye burs verildiğini aktardı.

Bu projeyi, rasyonel bir yaklaşımla ülkenin gelecek 10 yılını şekillendirecek bir biçimde tasarladıklarını ifade eden Saraç, özellikle kamunun ve özel sektörün de gelişimi için ihtiyaç duyulan nitelikli insan kaynağını hedeflediklerini vurguladı.

- "407 programda 25 farklı türde iletişim eğitimi sunuldu"

YÖK Başkan Vekili Prof. Dr. Hasan Mandal da YÖKSİS verilerine göre, Türkiye'de 48 üniversitede 47 iletişim ve bir iletişim bilimleri fakültesinde yaklaşık 407 programda 25 farklı türde iletişim eğitimi sunulduğunu bildirdi.

Geçen akademik yıl verilen mezun sayısının 6 bin 600 olduğunu açıklayan Mandal, iletişim programlarında devlet üniversitelerinin tamamının dolduğunu, vakıf üniversitelerinde ise yüzde 85 ve üzerinde bulunduğunu kaydetti.

Konuşmaların ardından, soru cevap kısmı basına kapalı olarak gerçekleşti.

Konular